21 Aralık 2015 Pazartesi

Kemikler Şehri-Cassandra Clare (Yorum)

Orjinal Adı: City of Bones
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 580
Goodreads Puanı: 4,12 (970,436 oylama)

Çevirmen: Selim Yeniçeri
Seri: Ölümcül Oyuncaklar #1


Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak daha birçok şey. Ölümcül oyuncaklar hafızanıza kazınacak!

On beş yaşındaki Clary Fray, New York'ta Pandemonium Kulüp'e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi. 
Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary'den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!
Clary'nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölgeavcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile!

BENİM YORUMUM

Selaam!
Nasılsınız?
Ben iyiyim. Haftaya ikinci sınavlarımız başlıyor. Güzelce çalışırsam ve ortalamamı performanslarla seksen beş yaparsam acayip mutlu olacağım. Bana şans dileyin.

Şimdi yorum önceden hazırdı. Fakat paylaşacak zaman bulamadım. Umarım yeni yılda bunu bir düzene oturtacağım. 

Konuyu herkes biliyor fakat rahatlamak adına ben size daha detaylısını yazacağım.
Clary gibi yaklaşık bir buçuk metre olduğunuzda, sadece şirin olurdunuz, çekici ya da güzel değil, şirin.

Sayfa 30
Clarissa Fray, arkadaşı Simon ile beraber Pandemonium adlı bir kulübün giriş sırasında beklerler. İşte, hikâye de tam burada başlar. Mavi saçlı bir çocuk girişteki fedai ile konuşur. Çocuk tam Clary’nin hoşlanacağı bir tiptir ve Clary içeri girdiğinde gözleri istemsiz olarak çocuğu arar. Çocuğu güzeller güzeli bir kızla gördüğünde ise şaşırmaz. Hele çocuk ile kız kulübün gizli alanlarına doğru gittiğinde bunu pek takmaz. *Tamam, biraz takar, neyse.* Fakat siyah giysili iki çocuğun, kız ile mavi saçlı çocuğu takip ettiklerini gördüğünde dikkat kesilir. Çocuğun elinde parlayan bir cisim gördüğündeyse onları takip eder.
Ve sonrasında gördükleri ise bundan sonra olacakların sadece ufak bir parçasıdır.
Clary, kız ve iki çocuğun, mavi saçlı çocuğu öldürdüklerini görür. Polisi arayacağını söylese de ceset ortadan kendi kendine kaybolmuştur. Artık polise gitse bile polis ona inanmaz. Ah, tabi arkadaşı Simon’ın da ona inandığı pek söylenemez.
“Sandığının yarısı kadar komik olsaydın, evlat, gerçekte olduğunun iki katı kadar komik olurdun.”
Madam Dorothea, Sayfa 123
 Çocuklardan siyah saçlı olanının ismi Alec, kızın adı Isabelle ve sarı saçlı çocuğun adıysa Jace’tir. Bu bilgiyi unutmayalım. Çünkü kitapta sürekli geçecek. Neyse.
Jace’i ertesi günde görür. Ve zaten ertesi gün olaylar patlak verir.

Kitap o kadar mükemmel ki. Jace o kadar şahane bir karakter ki. Ah, Jace’i anlatamıyorum. Kelimelere dökemiyorum. Ay, resmen âşık oldum. Sonuna kadar Team Jace.
Tamam, Simon da tatlı çocuk ama Jace yani. JACE!
Jace aşkımdan uzaklaşıp kitaba geri dönüyoruz.
“Alaycılık, hayal gücü iflas edenin son sığınağıdır.”
Clary, Sayfa 205
Dediğim gibi kitap cidden mükemmel. Kurgu çok güzel. Olay örgüsü de şahane. Bir saniye bile sıkmadı. Başına oturduğum anlarda en az yüz sayfa okudum. Kitabı okurken bir kere bile “Ay, yether. Bitsin artık.” demedim. Bittiğini bile inanın hissetmedim.
Bugün kitabı okurken aklımda bitirmek vardı, evet. Ama okunacak üç yüz sayfam da vardı. Ve bugün biteceğini düşünmüyordum. Fakat okurken öyle bir dalmışım ki, sayfa sayısına baktığımda kitabın bitmesine otuz sayfa kalmıştı.

Clary’yi kendime çok benzettim. Kısa boylu olması, azıcık saf olması, çokça salak olması. Ama ileride mükemmel bir karakter olacaktır diye düşünüyorum. Sonuçta ben mükemmelim. :P
Alec’e karşı iyi veya kötü bir duygu hissetmedim. Aynı şekilde Isabelle’e karşı da. İkisine karşı nötrdüm.
“Sadece amacı olmayan insanlar mutsuzdur.”
Jace, Sayfa 210
Bana kalırsa bir serinin ilk kitabı olarak çok iyi bir giriş kitabıydı. Ki bence böyle karışık bir dünyanın giriş kitabı olmak zordur. Fakat yazar bence ilk kitapta her şeyi dozunda kulanmış. Fazla bilgi vererek boğmadı. Ama bilgiler gayet yerinde verdi ve aklımız karışmadı.
Yani demem o ki, hani olur ya, kız ne olduğunu öğrenir ve bilgilerin hepsi ona bir anda yüklenir, heh, işte o yoktu. Bilgiler azar azar, sindirilerek verilmişti.
“(…) Sevmek yok etmekti ve sevilmek, yok edilecek kişi olmaktı.”
                                                                                             Sayfa 248.
Kitapta paragraf geçişleri çok sıkıntılıydı. Yeni bir mekânda yeni bir olay gerçekleşiyor veya aynı mekânda farklı kişinin üzerinden ilahi bakış açısıyla anlatılıyor fakat boşluk yapıp paragraf yapmak yerine direk paragraf yapmışlar. Ve bu da o anki durumu önceki durumla karıştırıyor biraz. Anladınız değil mi demek istediğimi?
İkinci olarak sondaki olay. Tabi ki bunu size söylemiycem. Durun dayanamıcam. Kitabı okumamış olanlar kesinlikle okumasın.  *spoiler* ALLAH AŞKINA CASSİE NASIL JACE İLE CLARY’Yİ KARDEŞ YAPARSIN. ÖPÜŞTÜRÜRKEN HİÇ Mİ UTANMADIN? Allah’ım kriz geçiriyorum. AY. *spoiler.*
Rahatladım.
İşte sondaki olay acayip sinirimi bozdu. Cassie’nin aklında bir şey var sanırım. Ne olduğunu merak ediyorum.
“Sade sodadan hoşlanmam. Erkek çocuklarından oluşan ucuz pop gruplarından hoşlanmam. Trafikte sıkışıp kalmaktan hoşlanmam. Matematik ödevlerinden hoşlanmam. Jace’ten nefret ederim. Farkı anlayabildin mi?”
Simon, sayfa 382
Tavsiye eder misin?
Sence okuyayım mı?
Diye kesinlikle sormayın. Aranızda hala benim gibi okumamış olan varsa, yakında dizisi de çıkıyor bakın, kesin alın. Hatta şu anda. Koşun. Alın.

Baya uzun bir yorum oldu ama neyse.  İçimdekileri dökmüşüm resmen.
Kitabı okuduysanız yoruma görüşlerinizi bırakmayı unutmayın.
Görüşürüz!
5 Puan: Mükemmeldi. Düşünmeden oku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder